29 Aralık 2008 Pazartesi

Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

Yeni yılınızı canımaplam'ın bana yolladığı ikinci kartla kutlamak istedim.. Hayatınızdan sağlık ve huzur, sofranızdan bereket eksik olmasın, sevdikleriniz hep yanınızda olsun!

Not: Sevgili Nunu'ya ve tüm hastalara acil şifalar diliyorum..

25 Aralık 2008 Perşembe

Taze Soğanlı Patates Salatası

Yılın ilk karı dün düşmüşken canım hep sıcak şeyler yiyip içmek istiyor.. Bu yüzden patates salatasını bile buzdolabına sokmadan ılık ılık yedim, bence soğuk halinden çok daha güzel!

4-5 patatesi yıkayıp kabuklarını soydum, kuşbaşı kestim. Üzerlerini geçecek kadar su ve biraz da tuz ekleyip düdüklü tencerede 5-6 dk. haşladım. Haşlama esnasında salatanın diğer malzemelerini hazırladım: yeşil soğanları ve maydanozları ince ince kıydım, 1 limonu sıktım ve sumağı hazır ettim. Haşlanan patateslerin suyunu süzüp servis kasesine aldım. Zeytinyağ ve limonu üzerine gezdirip soğan ve maydanoz karışımını ekledim. Patatesleri ezmeden salatayı karıştırdım ve üzerine sumak serptim.

Not: Mevsim itibarıyla domates ve salatalık almamaya özen gösteriyorum, bu yüzden salataya ilave etmedim..

Afiyet olsun!

23 Aralık 2008 Salı

Zeytinyağlı Pırasa

Bol limonlu olduğunda çok sevdiğim bir zeytinyağlıdır pırasa.. Yılbaşı sofranız için de bir alternatif olabilir..

Malzemeler:
1 kg. pırasa
1 kuru soğan
2 havuç
1 yemek kaşığı pirinç
1/2 çay bardağı su
zeytinyağı
tuz
3-4 adet küp şeker
1 adet limon

Pırasaların dış kabuklarını soyup yıkadıktan sonra verev kesin. Soğanı rendeleyip çok az sıvıyağda pembeleşinceye kadar kavurun. Pırasa ve diğer malzemeleri de ekleyip düdüklüde 7-8 dk. pişirin. Piştikten sonra pırasayı servis tabağına alın ve üzerine zeytinyağı gezdirip demlenmesi için kapağını kapatın. Soğuduktan sonra buzdolabında dinlendirin (mümkünse 1 gece) ve limon sıkarak servis edin.

Afiyet olsun!

22 Aralık 2008 Pazartesi

Yılbaşı Kartlarınızı Postaladınız Mı?

Hazır vakit varken, Unicef'in birbirinden renkli ve güzel yılbaşı kartlarını kitapçılarda bulabilir ve yeni yıllarını kutlayarak dostlarınıza güzel ve nostaljik bir sürpriz yapabilirsiniz.. Eminim büyük keyif alacaksınız..

19 Aralık 2008 Cuma

Pelin'in Havuçlu Tarçınlı Keki

Sevgili Pelin'in güzel tariflerinden birini daha denedim: tarçınlı havuçlu kek.. Yumuşacık ve nefis bir kek çıktı ortaya, hele de pişerken eve yayılan tarçın kokusu yok mu... Orjinal tariften farklı olarak kekin tadını daha iyi alabilmek için krema kullanmadım. İkinci yapışımda kremalı deneyeceğim..

Malzemeler:
3 yumurta
2 küçük çay bardağı şeker
1 su bardağı un
2 orta boy havuç rendesi
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay bardağı dövülmüş ceviz
1 paket kabartma tozu
1 çay bardağı damla çikolata

Yumurta ve şekeri köpürene kadar mikserde çırpın. Un, tarçın ve kabartma tozunu harmanlayıp yumurtalı karışıma ekleyin ve kaşıkla karıştırın. Havucu, cevizi ve çikolatayı da ilave edip önceden 180' de ısıtılmış fırında 30 dk. pişirin.

Afiyet olsun!

Not: Pelin'cim bu nefis tarif için çok teşekkürler!

18 Aralık 2008 Perşembe

Garip Hallerim


Betül'cüm garip hallerimi merak etmiş, beni sobelemiş.. Cevapları bulmak epey zaman aldı, ama işte aklıma gelenler:

Uyum takıntım vardır.. Çamaşır asarken mandal rengine çok dikkat ederim, her parçayı aynı renkte iki mandalla asarım.. (anneciğim kulakların çınlasın..)

Ayrıca kıyafetlerimin ve ev eşyalarının da renkleri uyumlu olmalıdır. Örneğin, mutfaktaki elektrikli aletlerin hepsi aynı renktir.. Ya da sofra kurarken kullanacağım tabak, çatal bıçak, masa örtüsü hem renk hem de tarz olarak uyumlu olmalıdır.

Lavaboda su damlası görmeye tahammül edemem, tiksinirim.

Sokak kapısı eşiği konusunda çok hassasımdır! Ayakkabıyla, terlikle ya da çorapla eşiğe basılmasına tahammül edemem (eşiğin ötesine ayakkabıyla geçilmesi konusuna değinmiyorum bile..)

Belirsizlik beni çok rahatsız eder, plan ve program olmadığında huzursuz olurum.

Böcek görsem kaşınırım.

Ev dağınıksa ya da tertemiz değilse içim rahat etmez, aklım takılı olur..

Ben de garip hallerini merak ettiğim Pelin, Pelin, Ayşe ve Neval'i mimliyorum..

16 Aralık 2008 Salı

Ezogelin Çorbası

Güneş yüzünü gösterse de havalar, malum, çok soğuk.. Hal böyle olunca da mutfakta yapılacak en güzel şey bir tencere çorba oluyor, hele de akşam yemeğinden az evvel pişirilmiş taze bir çorba işten yorgun dönenlere birebir.. Emine Beder'e ait orjinal tarif şöyle..

Malzemeler:
1/2 su bardağı kırmızı mercimek
1 kahve fincanı bulgur
1 orta boy soğan
5-6 su bardağı et suyu ya da su (ben biraz daha fazla miktarda sıcak su kullandım)

1/4 limon suyu (ben ekşi sevdiğimden 1 limonun tamamını kullandım)
tuz

Terbiyesi için:
2 çorba kaşığı tereyağı
1 çorba kaşığı salça
nane
kırmızıbiber
2 çorba kaşığı un (tepeleme)

Mercimek ve bulgurları yıkayıp tencereye alın. Küp küp doğradığınız soğanı, suyu ve tuzu da ekleyip mercimek ve bulgurlar iyice yumuşayana kadar orta ateşte pişirin. Tavada tereyağını eritip unu ekleyin ve sararıncaya kadar kavurun. Salçayı, nane ve kırmızıbiberi de ekleyin, 1/2 dk. daha kavurun. Çorbanın suyundan 1-2 kepçe unlu karışıma ekleyip karıştırın, pürüzsüz bir kıvama gelsin. Bu terbiyeyi azar azar ve karıştırarak çorbaya ilave edin. Bir taşım daha kaynatın, limonu da ekleyip çorbayı sıcak servis edin.

Afiyet olsun!

15 Aralık 2008 Pazartesi

Oylat

Bayramın ilk günü hedefimiz Oylat, ilk durağımız ise -eşimin tavsiyesiyle-İnegöl'de Orhan Köfteydi. Köfteler nefis, servis hızlıydı..

Etrafta kuş cıvıltılarından başka hiçbir sesin duyulmadığı bu doğal güzellik birkaç saatliğine de olsa bizi şehrin gürültüsünden uzaklaştırdı..



13 Aralık 2008 Cumartesi

Bayram Öncesi Çay Sofrası

Bir fireyle çocukluk arkadaşlarım geçen cumartesi çaya geldiler.. Çok özendiğinizde işleriniz akıl almaz bir şekilde ters gider ya,bunu o sabah bir kez daha tecrübe ettim.. İstediğim gibi hazırlanamadığım çay soframızda arkadaşlarımın getirdiği yaprak sarma ve browniden başka benim yaptığım tava böreği, sakızlı muhallebi (tarif vereceğim) ve


ilk kez denediğim kısır vardı. Tarif Çiğdem' e ait..


Kısır için malzemeler:
2 su bardağı ince bulgur
2 su bardağı sıcak su
2 çorba kaşığı domates salçası
1 çorba kaşığı biber salçası
1 adet kuru soğan
4-5 adet yeşil soğan
2 adet domates
1/2 demet maydanoz
1 adet limon
nar ekşisi
tuz
kimyon
zeytinyağı

Küp küp kestiğiniz kuru soğanı zeytinyağına ilave ederek orta ateşte kavurun. 3-4 dk. sonra salçaları da ekleyip pişirmeye devam edin. Soğanlar ölünce yıkadığınız bulgurları salçalı harca ekleyin ve üzerine sıcak suyu ilave edin. 1-2 dk. kısık ateşte pişirip ocağı kapatın, tencerenin de ağzını kapatarak demlenmeye bırakın. Bulgurlar sularını çekip şişene kadar taze soğanları ve maydanozu çok minik, domatesleri de küp küp kesin. Bulgurlar şişince soğan, maydanoz, domates, limon suyu, nar ekşisi ve baharatları da ekleyip ılık ılık servis edin.

Afiyet olsun!

6 Aralık 2008 Cumartesi

İyi Bayramlar!


Hepinize sevdiklerinizle beraber geçireceğiniz güzel bir bayram diliyorum..

5 Aralık 2008 Cuma

Teflonda Hamsi

Balığı çok sevsem de pişerken eve yayılan ve çok zor çıkan kokusu sebebiyle fazla sık yapmam (ya da temizlik gününden bir gün evvel yaparım).. Fakat yakın zamanda annemden öyle bir tarif öğrendim ki, hem pratik hem de benim gibi "huylu"lar için ideal..

Malzemeler:
1 kg. hamsi
mısır unu
1 çorba kaşığı sıvıyağ


Kılçıkları ve kafaları ayıklanmış, yıkanmış ve süzdürülmüş hamsileri ikişer ikişer sırt kısımları dışa gelecek şekilde birbirine kapatın. Mısır ununa bulayıp yağladığınız yuvarlak teflon tavaya dip dibe dizin. Orta ateşte bir yüzü kızarınca -ortalama 5-6 dk- tavanın üzerine düz bir tabak kapatarak tavayı ters çevirin ve diğer yüzünü de kızarıncaya kadar pişirin. Yanında da bol salata ile sıcak servis edin..

Afiyet olsun!

4 Aralık 2008 Perşembe

Pelin'in Patatesli Tuzlu Keki - 2

Cumartesi akşamı çaya gelen misafirlerimiz için ikinci defa Pelin'in patatesli tuzlu kekini yaptım.. Geçen sefer hamuru döktüğüm borcam büyük geldiği için kek fazla kabarmamıştı, bu yüzden ikinci denememde baton kek kalıbı kullandım ve sonuçtan memnun kaldım. Siz de denemek isterseniz ya orta boy borcam ya da baton kek kalıbı kullanabilirsiniz..

Afiyet olsun!

2 Aralık 2008 Salı

Ara Cafe'de Öğle Yemeği

İstiklal Caddesi'nde Galatasaray Lisesi'nin karşısındaki Ara Cafe, ismini Ara Güler'den alan ve lezzetli yemekleriyle meşhur bir restoran/cafe.. Yemeğinizi yerken duvarlardaki ve Amerikan servislerindeki Ara Güler fotoğraflarının keyfine varabilirsiniz..


Biz domates suyu içerken, Galata Köprüsü'nün eski fotoğrafını inceledik..


peynirli salata - mutlaka deneyin..

somonlu makarna - eşimin favorisi..

Balkan köfte - közlenmiş patlıcan üzerine dizilmiş lezzetli köftelere yoğurt ve domates sosu eşlik ediyor..

Not: Cafeden çıkarken Amerikan servislerden rica edebilirsiniz.. Çerçeveletip duvara asmak hoşunuza gidebilir..

1 Aralık 2008 Pazartesi

İstiklal Caddesi'nde Bir Pazar

Ne zamandır fırsatını bulup gidememiştik İstiklal Caddesi'ne.. Haftasonları ne kadar kalabalık olduğunu iyi bildiğimizden erkenden düştük yollara.. Taksim girişinden başlayıp Tünel'e kadar ufak bir gezinti yaptık, elbette ara sokakları es geçmeden..

Gezinin ilk durağı Taksim girişinde, Sıraselviler ve İstiklal Caddesi'nin kesiştiği yerde, Bizans ve modern mimari ortak eseri olan Aya Triada.. İçi mermer süslemeleriyle dolu nefis bir yapı..

Çiçek Pasajı..

Öyle güzel düzenlenmiş ve pırıl pırıldı ki boş oluşunu sabahın erken saatlerine bağladık..

Girişte, sütunların üzerindeki heykelleriyle ünlü Avrupa Pasajı Galatasaray Lisesi'nin hemen karşı sokağında.. Ada'nın Alper'le ilk karşılaştığı yer..

Galatasaray Lisesi'nin yan sokağından aşağı doğru yürüyoruz, bu seferlik Fransız Sokağı'na uğramadan sola kıvrılıp "merdivenleri" bulmak istiyoruz.. Alper'in Ada'ya kitap verdiği merdivenler..

Her zaman tenha ve huzur dolu olan Santa Maria Draperis..

Asmalımescit Sokağı..

ve İstiklal Caddesi'nin sonu, Tünel ve nostaljik tramvay..

Gezinin sonunda epeyce acıkan karınlarımızı bizim için vazgeçilmez bir yerde doyurduk.. Neresi mi?

Cevap yarına!