28 Mart 2009 Cumartesi

Portakallı Kek

Uzun zamandır yeni bir tarif denediğim yoktu, ben de Emine Beder'in kitabını elime alıp kekler bölümüne bir göz attım. Portakallı kek başlığını görünce aklıma dolapta duran portakalların gelmesiyle "tamamdır!" dedim ve başladım yumurtaları köpük köpük oluncaya kadar çırpmaya..

Malzemeler:
3 yumurta
7 çorba kaşığı un (tepeleme)
7 çorba kaşığı şeker (tepeleme) *
1 paket kabartma tozu
1 portakal kabuğu rendesi
1 portakalın suyu

Yumurtaları beyazlaşıp köpürene kadar mikserle çırpın. Şekeri de ilave edip 3-4 dk. daha çırpın. Portakal suyunu ve portakal kabuğu rendesini bu karışıma ekleyip yarım dakika çırpın. Elenmiş un ve kabartma tozunu da katıp karıştırmaya devam edin. Hafif yağladığınız kek kalıbına bu karışımı döküp 190' fırında 30- 35 dk. pişirin.

* Tarifin aslında pişen kekin üzerine 2 portakal suyu, 3 çorba kaşığı şeker ve 1 portakal kabuğu rendesinin bir taşım kaynatılıp soğutulmasıyla elde edilen şerbet dökülüyor. Benim gibi keki şerbetsiz yaparsanız kek hamurunun içindeki şeker miktarını arttırabilirsiniz.


Sevgili Müjde ve Seda lakabım olup olmadığını merak edip beni mimlemişler.. Lisede arkadaşlarım bana soyadımla hitap ederlerdi. Uzun soyadımı kısalıp "Cander" olmuştu. Babacığım da bana küçüklüğümden beri "çinçoz" der.. Ben de Taze Nane ve Ayşe'yi mimliyorum..

24 Mart 2009 Salı

Arnavut Böreği

Henüz tatmadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir.. İster kıymalı, ister peynirli olsun, Boşnak böreği günün her saati yenebilecek kadar nefis bir börek.. Serde göçmenlik olduğundan daha da çok seviyor olabilirim, kimbilir..

Hamur açma konusunda tecrübem daha da önemlisi cesaretim olmadığı için canım çektiğinde Boşnak Börekçisi'ne gidiyorum. Cesaretimi toplar da denemeye karar verirsem sonucu sizlerle de paylaşırım.. Ha bu arada bu böreğin pırasalısı da var, ben henüz tatmadım, aklınızda bulunsun..

18 Mart 2009 Çarşamba

Yerelması

Dün çalan telefonu açtığımda "Tebrikler!" dedi annem, benden ses çıkmayınca da "bugün ayın kaçı?" diye sordu.. Baktı ki olacak gibi değil, cevanı verdi: "bugün sizin nişan yıldönümünüz!" .. Son zamanlarda çok yorgun olduğumdan bahsetmiştim, işte bu yorgunluk nezleyle beraber artınca özel bir hazırlık yapamadım.. Ben de akşamki sofradan bir zeytinyağlıyı paylaşmaya karar verdim: yerelması..

Tarifi en kısa zamanda yazacağım..

19 Mart eklentisi:

Yerelmasının tarifi:

1 kg yerelması (iyice yıkanmış ve kabukları soyulmuş)
1 adet havuç (yarım ay şeklide kesilmiş)
1 adet soğan
1 yemek kaşığı pirinç
1/2 kahve fincanı su
sıvıyağ
tuz
2 kesmeşeker
kuru nane (üzerine serpmek için)

Soğanı yemeklik doğrayıp düdüklü tencereye alın ve sıvıyağda çok hafifçe soteleyin. Havucu da ilave edip 2-3 dk. daha çevirin. Yerelmalarını, pirinci, tuz ve şekeri de ekleyip güzelce harmanlayın. Yemeğin suyunu da koyduktan sonra düdüklüde 3-4 dk. pişirin. (bu süre her düdüklüde farklı olabilir) Yerelmalarını ateşten alıp üzerlerine gözkararı çiğ zeytinyağı gezdirin ve düdüklünün ağzını kapatarak yemeğin demlenmesini sağlayın. Ilınan yerelmasını buzdolabında soğutup üzerine kuru nane serperek servise hazır edin.

Afiyet olsun!

Not: Annem zeytinyağlı yemeklere pişirme esnasında çok az zeytinyağı koyar, yemek pişince üzerine çiğ olarak zeytinyağı gezdirir ve tencerenin ağzını kapatarak yemeği demlenmeye bırakır.. Örneğin, barbunya, kereviz ve pırasayı bu şekilde yaparız..

15 Mart 2009 Pazar

İnci Hanım'ın Kahvaltı Masası

Bu pazar İnci Hanım'ın kahvaltı masasına davetliydik.. Yanıma almazsam pişman olacağımı düşündüğüm fotoğraf makinemle kahvaltı masasını fotoğraflamak için izin aldıktan sonra birbirinden güzel lezzetlerin tadına baktık.. Ev yapımı zeytin ve reçeller beni öyle mest etti ki İnci Hanım'dan tariflerini almayı atlamışım! Öğrenir öğrenmez sizlerle de paylaşacağım..

13 Mart 2009 Cuma

Tembel Milföy Böreği

Eve geldiğimde istediğim tek şey televizyonun karşısına geçip atıştırmaktı.. Mutfakta dişimin kovuğuna göre birşeyler bulamayınca, dondurucudan milföy hamurunu çıkarıp beyaz peyniri ezerek iç harcı hazırladım. Son anda dolapta yumurta olmadığını farkedince markete gidemeyecek kadar yorgun ve aç olduğuma karar verip milföy hamurlarının üzerine sadece haşhaş tohumu serpip fırına verdim.. Yumurtalısı gibi kızarmış durmasa da ben milföyü bu haliyle de çok sevdim, acil durumlarda belki siz de denersiniz..

Afiyet olsun!

10 Mart 2009 Salı

Haftasonundan

Pazar kahvaltısına Çınaraltı'ndaydık.. Sanırım baharın gelişini dört gözle beklediğimizden güneşi görünce kendimizi açık havaya atmak çok iyi oluyor.. Hele menüde Bağ Pastanesi'nin nefis simidi ve

kuru poğaçası da varsa değmeyin keyfime.. Pazar gününü iple çekiyorum!

8 Mart 2009 Pazar

Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun..

Geçen sene bugün hissetiklerim değişmedi aslında, eşitlik için savaşan kadınları düşlüyorum yine, kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımlı olmayan, sorgulayan ve bunları öğreten özgür kadınları.. Kadınlar gününüz kutlu olsun..

6 Mart 2009 Cuma

Sosyete Mantısı

Bu aralar öyle yoğun ve yorgunum ki yeni tarif denemeye fırsatım olmuyor.. Ben de arşivi karıştırıp, güzel bir haftasonu alternatifi olacağını düşündüğümden sosyete mantısını seçtim.. Umarım beğenirsiniz..

Malzemeler:
6 adet yufka
sıvıyağ (yufkaları yağlamak için)
salça (yufkaların üzerine sürmek için)

Harç için:
500 gr. kıyma
1 adet kuru soğan
tuz
karabiber

Üzeri için:
tereyağ
pul biber
yoğurt

Harç için gerekli olan malzemeleri bir kaba alıp güzelce yoğurun. Tezgaha serdiğiniz yufkayı hafifçe yağlayıp artı şeklinde kesin. Elde ettiğiniz dilim şeklindeki
4 adet yufkanın yuvarlak kenarlarını bir parmak içeri kıvırdıktan sonra bu kısımlara kıymalı harçtan yerleştirin ve sigara böreği gibi sarıp kendi etrafında gül şeklinde dolayın. Aynı işlemi diğer yufkalar için de tekrarlayın. Gül şeklindeki börekleri hafif yağladığınız fırın tepsisine alıp fırına sürün. Börekler hafif kızarınca her birinin üzerine ufak bir parça tereyağı ekleyin ve tekrar fırına sürün. 5 dk. sonra böreklerin üzerine salça sürüp iyice kızarana kadar fırınlayın. Bu esnada tereyağına pul biber ekleyip ocakta kızdırın ve yoğurdu iyice çırpın. Fırından aldığınız böreklerin üzerine yoğurt ilave edip tereyağı gezidirin. Sıcak servis edin.

Afiyet olsun!

1 Mart 2009 Pazar

Portakallı İrmik Helvası

Helvayı çok severim ve sadece özel bir amaçla yapılan bir yiyecek olarak değil de tatlı olarak kabul ederim.. Bu yüzden de davetli olduğumuz balık sofrasına ne götüreceğimizi düşünürken annem, "hiçbir şey alma, helva yaptım" dediğinde çok sevinmiştim.. Üstelik bu helva değişik bir helvaydı: portakallı.. Portakal kabuğunun hoş kokusu helvaya çok yakışıyor, mutlaka denemenizi tavsiye ederim.. İşte tarif:

Malzemeler:
1 paket irmik
1/2 paket Becel
1/2 paket tereyağı
1 portakal kabuğu rendesi
4,5 su bardağı su
3,5 su bardağı + 4 çorba kaşığı tozşeker

İrmik ve yağı teflon tencereye alıp orta ateşte irmiklerin rengi dönene kadar sürekli kavurun. Bu esnada portakalın kabuklarını ince ince bir kaba rendeleyin ve üzerine suyu ilave edin. Ayrı bir kapta da 3,5 su bardağı tozşekeri hazır edin. Rengi dönen irmiklerin üzerine içinde rende portakal kabukları olan suyunuzu ilave edip karıştırın, ocağın altını kısın ve tencerenin kapağını kapatın. İrmikler suyu çekince 3,5 su bardağı tozşekeri irmiklerin üzerine serpiştirin, karıştırdıktan sonra tencerenin ağzını kapatın. İrmikler şekeri çektikten sonra su salacaktır. Bu aşamada 4 çorba kaşığı tozşeri irmiklerin üzerine serpin ve şeker eriyene kadar pişirmeye devam edin. Ilık servis edin.

Afiyet olsun!

Not: Annem bu fikri bir mevlitte yediği portakal kabuklu un helvasından almış, siz de un helvası ya da irmik helvasında portakal kabuğunu deneyebilirsiniz.. Benim yaptığım un helvası için buraya tıklayabilirsiniz..